Böyle sapıklık derecesinde, "bana makarna ver her istediğini yaptır" boyutunda bir bağım var kendisiyle.
Ankara'da okurken bir arkada$ımın mutfağına girip tezgâhın üstündeki 10 günlük olanından tırtıklayıp bir $ekilde hayatta kalmayı ba$ardım; o derece seviyorum. (ha "ne halt etmeye tezgâhın üstünde bırakıyorsunuz ulan?!" diye çemkirince bütün gece ba$ımda beklediler, o ayrı.) Ya da yurtta odada priz olmadığı için hat çekerek ya da banyodaki prizde renkli plastik ısıtıcılarla yapıp yapıp günlerce gecelerce zıkkımlanmı$lığım ve bu furyanın bütün Hacettepe Merkez Kız Yurdu'nu sarmı$lığı da var. Hatta geçen hafta Konya dönü$ünde midem hiçbir haltı kabul etmiyorken gecenin 3'ünde yataktan "makarna istiyorum!" diye fırlamak?
Deniz mahsullü, salçalı, sosisli, patlıcanlı, kremalı, öyleli böyleli..
Her türlü seviyorum seni!
Post Scriptum:
İ$ bu yazı, öğle saatinde ve mide gurk'lamaları e$liğinde yazılmamı$tır.
ahahhahaha! dün deprazyondan akşam yemeğini atladım, sonra da uyuyana kadar makarna düşündüm yatakta.
YanıtlaSilben makarna-patates-mısır üçlemesine inanıyorum sevgili kırmızı başlıklı kız, hayatta sırf bu üçü olsa hiç şikayet etmem. valla bak.
Bende de makarna ve patates 1. ve 2. sıradayken 3.sü badılcan ya da gıdak olarak deği$mekte efenim. Öyle ki tükân açsam sermayeyi kendime yüklerim.
YanıtlaSilMakarna = deprazyonkıratör.!
Makarna candır.
YanıtlaSilfettucini alfredo yiyerek bir ömür yaşayabilirim kesinlikle.:)