28 Eylül 2012 Cuma

pff...

Dövme psikolojik sapkınlık belirtisiymi$.
3 kere tövbe edip, kırklanırsam kurtulur muyum günahlarımdan, çarpıklıklarımdan?
Gerçi önümüzdeki ay bir tane daha yaptırmayı planlıyordum?
Oh Lord.

Hayatımız dört dörtlük ve s.kimiz de t.$ağımıza denk olduğu hâlde içki içen de osuruğumuza kibrit çakmak varken doğalgazı kullanan da bedelini ödemeliymi$. Haklısınız ağzı ağız değil de iplikçi karının götü sülalesinden olan sayın bakanım.

Bu ara sürpürüz batırma ve "deadline" tutturamama konusunda üstüme yok.
+ Kargo gençkene çok sevdiğim bir gruptu benim, niye böyle olduk ki?

Ben ne demeye zırvalıyorum?

Bugün niye bitmiyor?

27 Eylül 2012 Perşembe

hayvanları "koruma" kanunu

İnsan hakları ve bu haklara saygıdan bihaber olan iriba$ların hayvan hakları için bir $eyler yapmasını beklemiyoruz bile.
O yüzden;











Post Scriptum: Demagoji ya da ajitasyona sarmadan bam teline dokunabilmek çok önemli.

26 Eylül 2012 Çarşamba

Download Festival 2013

Eğer LiveNation büyük çapta bir sıçı$a imza atmadıysa ve/veya biri ipnelik yapmadıysa $ener $en cinnetine meyillenmeme çeyrek var.
Bu ne lan? Böyle line-up mı olur allahsızlar!
Hem de teaæææ Donington Park'ta lan.
East Midlands'a uçmak lâzım.
Bi de tabii bok gibi para biriktirmem lâzım.
Bi de+bi de o döneme kadar sabır ve tahammül stoklarımı yedekleyip hâlâ burada ya da en azından rahatlıkla hareket edebileceğim bir i$ yerinde olmam lâzım.
Elleh!

legoya bas e$$oolue$$ek!

Smiley Sanırım kargolarla aramızdaki murphy kodu seyrelmeye ba$ladı. Bugün yarın yine kendilerinin kapılarını çalma suretiyle günlerdir standyby'da duran "umarımkihehelendirirbunlar"a çözülün diyebileceğimdir.

Smiley Güncellemelere kılım. Mozilla, windows, blogger, feysbuk, tivitır.. Sürekli bir güncelleme, bir sıfat deği$ikliğine gidiyor ve beni sinir ediyorsunuz. Al i$te $u yazıyı gönderene kadar 17 tane sekme açtım.

Smiley Kucak pozitifi J'anım gibi benim de saçımla ilgili çok ağır sövesim var. Açık görülmemesi tavsiye olunan Kezban'la Rapunzel arası papaz modu. Bakmayı beceremiyorsan niye büyütüyorsun karde$im?! $imdi bi taraftan ekranda da kendimi görüyorum, kedi e$inmi$ de beğenmeyip ittirip gitmi$ gibi.

Smiley Piyano çalan iriyarı erkeklere kar$ı zaafım var.
Müstakbel 3. sözüm sana! Çok rica ediyorum insan suretinde gel. (her neredeysen?) Kırdırma parmaklarını.

18 Eylül 2012 Salı

az homurtulu vızıltı vs. çok sükûnete davet.

Smiley Bu ara (yakla$ık 1 aydır) internetten sipari$ verme + tedarik süreci + kargo $irketleri konusunda çok bedevi zamanlar geçiriyorum. Süprük yapmayı seven biri olarak planlarımın oturma organlarıma kaçması beni dellendirse de, patlakların üstüne gitmemeyi ve illa gelecek bugün gelecek diye diretmemeyi öğrendim.

Smiley Hırvatistan daha doğrusu ağırlıklı olarak Dubrovnik, hem vizesiz Evropa'gillerden olması (ve fekât önümüzdeki sene vizeye geçiyor) hem de eski $ehir dokusu + deniz mahsülleri + diğer ziyaret noktalarına göre kısmen ucuzluğu sebebiyle son 2-3 senedir bilhassa TC vatanda$ları tarafından boku çıkarılan turizm merkezlerinden. Outgoing yaparken, çok içine edilmeyen noktalarıyla ilgili notlar çıkarmı$ ama bir kaç tane ağzına içen, tatava yapmayan arkada$la gitmenin daha keyifli olduğuna kanaat getirdiğim için gezi planımı az biraz ileriye ötelemi$tim.. Ta ki geçen hafta odunla dövülesi, az muhterem çok götveren bir bünyenin kendisi gibi embesil isimli, kar$ılıklı olarak "3 ay oldu! kalpkalp" tivitleri attığı (herkesin ziki bir bana kalkıyor mk!) sevgilisiyle gittiğini öğrenene kadar. Senden de tiksindim Dubrovnik.

Smiley Cumartesi Alegría ba$lıyor ve ben hâlâ bilet almadım. Ondan sonra da diyorum ki: "millet paso gittiği konserlerin / gösterilerin / ... çetelesini tutuyor, ben de ha babam de babam gidemediklerim =( listesini güncelliyorum."
~ hâlâ full time prodüksiyon / sahne sanatları çemberine dâhil olamamayı saymıyorum bile..
-ki buradan da i$ deği$tirme kararıma zıplayabiliriz.. Ama kalsın. Zaten bulutlar osurdum osurcam hâlinde, daha da daralmaya gerek yok.

Smiley Görüldüğü üzere Dü$ünce Gücüyle Tedavi'ye yönelik çalı$malar pek parlak gitmiyor ama yine de homurtulu vızıltıları mümkün mertebe azaltmaya çalı$ıyorum.

12 Eylül 2012 Çarşamba

10 Eylül 2012 Pazartesi

depresyondan çıkma yöntemleri

"Küvete doldurulmuş suyun içine gül esanslı köpükle başlayan ve tırnaklara kırmızı oje sürülmesiyle biten kişisel bakım ritüelleri."
Çıkılıyor mu lan böyle köpükle ojeyle falan?
Benim senelerdir debelenip durmaktan sıtkım sıyrılmı$ken bu beyin fukaraları böyle aktivitelerle zıplayabiliyor mu yani?

Geçenlerde Ms. Koala Kovalayan bir e-kitap gönderdi (bkz: Dü$ünce Gücüyle Tedavi) ama benim daha önce de okumaya yeltendiğim o kitapla ilgili 2 takıntım vardı.

*** Daha hobama$alla 5. sayfa.
Anne babamızın bize gösterdiği davranışları kendimize de gösteriyoruz. Kendimizi aynı şekilde suçluyor ve cezalandırıyoruz. Kendi söylediklerimizi dinlediğimizde, hemen hemen aynı kelimeleri kullandığımızı görebiliriz. Kendimizi sevmeyi ve desteklemeyi de aynı şekilde yapıyoruz, tabii eğer çocukluğumuzda sevilmiş ve desteklenmişsek. “Hiçbir şeyi doğru düzgün yapamıyorsun.” “Hep senin hatan.” Bunları ne sıklıkla kendinize söylüyorsunuz? “Harikasın.” “Seni seviyorum.” Ya bunları ne kadar sık söylüyorsunuz?
Çocukluğunda gerçekten sevilmi$, sevgi gösterilmi$, tek çocuk olmanın nimetlerinden $ımar(tıl)madan faydalanabilmi$ ve tercihleri konusunda da hep arkasında durulmu$ biri olduğum hâlde kendimi destekleme konusunda gördüklerimden, aynı yakla$ımdan feyz alamıyorum. O yüzden kel alâka?

*** Dünyamda her şey iyi ve güzel." / "Varlığımın derinliğinde sınırsız bir sevgi kuyusu var." / Yazarın "Bedeninizi İyileştirin" isimli kitabından en numunelik örnek: AIDS - Olası Neden: Kendini reddetmek, cinsel suçluluk ve yetersizlik duygusu.

Teyzecim kaça taktırdın sen o kelleyi? Bağı$ıklık yetmezliği virüsünün enfeksiyonlara kar$ı direnci yok etmesi ile kendini kabullenmeyi, bütünle$me duygusunu nasıl bağda$tırıyoruz, ne $ekilde i$lerlik kazanıyor?
Ya da insan içinde yuvalanan öfke, kırgınlık, alınganlık gibi duyguları yok ederek kendini sevebilme, kendine yapılanları affedebilme ya da Pollyanna'ya bağlamadan hayatını daha huzurlu ve/veya anlamlı kılabilme gücünü bu kadar kırık, yıpranmı$ hissediyorken ya da kendine bu kadar kızgınken nereden, nasıl bulabilir?

Bunlar her 2 lobtaki kıvrımlar arasına sabitlenmi$ fikirler-di. Ama inat edip artık piyasada bulunmayan kitabın basılısını bir sitede bulup sipari$ ettim ve geldiğinde de çanta boyları el verdiği müddetçe yanımda ta$ıyıp kendimi satır altı görmeye zorlayarak okumaya karar verdim. Hani belki ba$kalarını söylediklerinin altında aradığım buzağıların boynuzları bu sefer de ayağıma takılır da kalın kafama en azından ba$ka bölümlerden itekleyici 1-2 cümle girer. Ha yok bu da i$e yaramazsa; ince etli gül tırnaklarıma oje yakı$madığı, du$akabine köpük dolduramadığım ve gönül gözü olarak adlandırılan $eyin de Cyclops'unkine benzediğini zannettiğim için benden hakikaten anca cacık, hıyar falan.

5 Eylül 2012 Çarşamba

ben i$emedim ki, miki i$edi!

- Niye uçmuyor İnci?
- Elbet bir gün uçar..

Post Scriptum: Her $eye rağmen biz yine iyiyiz patlak deprazyon prensesi, istediğimiz oyuncak alınmadı diye yeri göğü inletmenin anlamsız olduğunu gördük bildik biz Barı$'la.

4 Eylül 2012 Salı

önyargı & çeli$ki.

Yakla$ık 1.5 senedir çalı$tığım etkinlik $irketinin bağlı olduğu ajansta bir kaç $irket daha var ama ağırlık reklamda ve bizde. Çalı$ma ko$ulları ve çalı$ana yönelik yakla$ımlar piyasa ko$ulları dâhilinde alı$ılmı$ seviyede. Which means bombok.
9:30da ba$layıp 19:00'da bitiyor (i$ yığma da yeti$emiyoruz diye değil, ibnelikten),
Cumartesi tam gün çalı$ılıyordu yarıma dü$ürdüler (bu bana görü$melerde söylenmesi unutulan minicik detaylardan biri olunca ve ben tamam amk, gelmiyorum! diye resti çekince yarıma dü$ürüldü. ha gerçi ben o $ekil de gitmiyorum da neyse.)
Sene zammı yok,
Sigorta maa$ tutarının 5te3ü,
Maa$ların tamamı elden alınıyor,
Nerelerinden uydurduklarını bilemediğim "her $irket bünyesinde çalı$an ki$i sayısı 10'u bulmadığı için yıllık izin 14 gün değil ki!" diye bir kuralları varmı$; ben bunu bir kaç hafta önce öğrendim.
+ Reklam ajansı nasıl olmamalı? konusunda sayfalar dolusu yazılabilecek kadar saçmalıklar silsilesi sürüyor üst katta. Hiç sesleri çıkmaz, bir i$i yaptırmak ve hatta doğru yaptıklarından ya da daha da iyisi yaptıklarından emin olabilmek için yanlarında oturman gerekir -çünkü mutlaka kendilerine ittirilen bir ba$ka yan dosya vardır-, çalı$an sirkülasyonu oha be prekazi tadında, daha gider bu.

Her neyse böyle bir güzelleme yapmamın sebebi yeni i$e ba$layan ve genel alanlardan sorumlu ablaya yardım ya da patronun çocuk bakıcısı olduğunu sandığım 18 ya$ındaki türbanlı kızın aslında yazılımcı olarak i$e alındığını öğrenmi$ olmam. Zaten modum bu ara sürekli keçiboynuzu kemirir gibi olduğu için nerdeyiz lan biz, burası neresi böyle? diyerek bir delirme geldi bana. Ama sonra biraz sakinlediğimde dü$üncemin naho$ olduğunu fark ettim; kızı tanımıyorum ya da yaptığı i$i bilmiyorum ki? Belki aslında gerçekten yetkin bir programlayıcıdır? Gerçi sonra yine:
"lan 18 ya$ında ne yetkinliği?"
"bilemezsin ki?"
"örtülü!"
"teknolojiyle örtünmenin ne alâkası var?"
"^&''(^&'!!!)=+/^½$#½"

İç sesler böyle devam etti hâlâ da ediyor.
Ho$lanmadığımız, tasvip etmediğimiz, mantığımızın bağda$madığı durumlar gerçeklerin üstünü mü örtüyor yoksa yapılan tercihler dı$lanmayı zorunlu mu kılıyor?

Ve ben bu kadar darlanmanın arasında bunu niye dü$ünüyorum?